Cumartesi, Aralık 19, 2009

TEKNOLOJİ, BİLGİ, BİLGİSAYARIN TARİHİ(M.Ö.3000-...)
Bilgisayarlar ve Tarihi Gelişimi



İnsanlar, temel gereksinimlerini gidermek, güvenliklerini sağlamak, barınmak, beslenmek gibi yaşamsal işlemlerini daha rahat ve güvenli bir biçimde gerçekleştirmek amacıyla teknoloji geliştirmektedirler. Yani teknoloji insan gereksinimleri, istekleri ve amaçları ile şekillenmektedir. İnsan doğduğu andan itibaren bir şeyler öğrenme çabası içindedir. Bu durum, insanın yaşamını sürdürmesi için yapması gereken doğal ve zorunlu bir davranıştır. İnsan bu işlemleri yaparken çevresindeki birçok nesneden, canlıdan ve doğa olaylarından etkilenmektedir. Böylece insanlar yeni düşünceler ve yeni fikirler geliştir. Bu da yeni bilgilerin ve buna bağlı olarak yeni teknolojilerin doğmasına neden olur.
•Bilgisayar, bilindiği gibi çağımızın –özellikle de 1970’li yıllardan sonra- en önemli ve en çok kullanılan teknolojik unsurlarından biridir. Bilgisayar denildiği zaman akla ilk gelen monitör, klavye ve kasadan oluşan bir araç gelmektedir, ancak bilgisayarların gelişim süreçlerine bakıldığında, sözü edilen özelliklerin son 25 yıldır kullanılmakta olduğu görülmektedir.
•Bilgisayarların gelişimi; teknoloji, bilim ve organizasyon ile yakından ilgilidir. Teknoloji; Bir sanayi dalında ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aygıtları kapsayan bilgi, uygulayım bilim (Türkçe Sözlük, 1983: 1164)
[1]. Bilimin pratik yaşam gereksinimlerinin karşılanmasına ya da insanın çevresini denetleme, biçimlendirme ve değiştirme çabalarına yönelik uygulamaları (Ana Britannica, 1987: 494) [2].
•İnsanlar, bazı doğal olayların keşfi ve tarafından kontrol altına alınması – özellikle ateşin daha yararlı biçimde kullanılması – zaten insan doğasında olan, doğa güçlerini denetim altına almak ve isteklerine göre şekillendirmek, yaşamında önemli değişikliklere de neden olmuştur. Yaşadığı yerleri, kullandığı eşyaları, yediği besinleri, ürünlerini bunları yaparken ve yetiştirirken kullandığı aletleri ve teknikleri değiştirmiştir. Bunların yanına insan merakının da eklenmesi ortaya insan yaşamını derinden etkileyecek yeni birçok değişikliğin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
•İnsan yaşamını kökten etkileyen ve onların daha rahat ve güvenli yaşamalarını sağlayan unsurlar bilgi ve onun teknik birikimi olan teknolojidir. İnsan yaşadıklarından, gözlemlediklerinden, yaptıklarından, hissettiklerinden, istek ve gereksinimlerinden yararlanarak yaşamını kolaylaştıracak, kendisine yardımcı olacak unsurları üretmiştir. İnsan bilgisini, becerisini ve merakını karıştırarak araç-gereç, silah, barınak, tarım araçları vb. gereksinimlerini çevrelerinde bulunan kil, taş, tahta gibi malzemelerden yapmıştır. İnsan gereksinimleri, teknolojinin gelişmesinde en önemli rolü oynamıştır. İnsan, doğanın yasalaştırdığı evrensel ihtiyaçları değil, kendimize ait olarak algıladığımız ihtiyaçları karşılamak amacıyla teknolojiyi geliştirir (Basalla, 1996: 118)
[3].
•Tanımından da anlaşılacağı gibi, teknoloji belirli bir amaç için kullanılan araçlar bütünüdür. Burada “araç” teriminin anlamını da belirtmek yerinde olacaktır. Araçlar, kendileri olmadan da var olan bir işleve hizmet eden basit ve/veya karmaşık yapıdaki parçaların bütünüdür. Örneğin, tarladaki ekinin kaldırılması için yapılan bir ekin biçme (hasat) eylemi her zaman vardır. Biçerdöver veya tırpan bu eylemin gerçekleşmesinin kolaylaştırılması için geliştirilmiş araçlardır. Bunun yanı sıra araç terimi, belirli bir teknolojiyi ifade etmektedir. Her araç, belirli bir teknolojik düzeye karşı gelir. Teknoloji ve teknoloji yardımıyla geliştirilen araçlar, insanlar tarafından yerine getirilen çeşitli faaliyetleri, kısmen veya tamamen üstlenirler.
•Diğer bir değişle, dünyadaki insan faaliyetlerinin “insansızlaştırılması” konusunda tek yönlü ve sürekli bir eğilim vardır. Özellikleri ne olursa olsun bütün toplumlar, tarihin bütün dönemlerinde bu eğilime katkıda bulunmuşlardır. Araçlar insanların faaliyet alanlarını desteklediklerine göre, faaliyet alanlarının çeşitlenmesi, belirli bir teknolojiyi ifade ettiklerine göre de teknolojik gelişme ve çeşitlenme, araş teriminin anlamını zenginleştirmektedir.



KAYNAKÇA


[1] Türkçe Sözlük. 1983. Ankara: Türk Dil Kurumu.
[2] Ana Britannica. 1987. Ankara: Ana Yayıncılık-Encyclopedia Britannica.
[3] Basalla, George. 1996. Teknolojinin Evrimi. Ankara: TÜBİTAK.



Bilgisayarın Tarihi 1. (M.Ö. 3000 – M.S. 1642)

•Teknolojinin gelişiminden sonra bilgisayarın tarihi gelişimine geçmekte fayda var. Bilgisayarın tarihi günümüzden yaklaşık 5000 sene evveline dayanmaktadır. Bilgisayar tarihi bilgi işlem, hesaplama ve depolama işlemleri üzerinde gelişme göstermiştir. Bunun nedeni eski çağlardan beri, başka bir değişle insanların birbirleri ile olan ilişkilerinden itibaren sözü edilen işlemler de gelişme göstermiştir. Bu ilişkilerin başında ticari ilişkiler gelmektedir. Üreticinin, ürün miktarı, üretim alanı, üretim maliyeti vb., tüketicinin alım gücü gibi değişkenler, ticareti etkileyen en önemli noktalardır ve bilinmesi gereken önemli bilgilerdir. Ancak bütün bu değişkenler sürekli olarak değişir. Bu nedenle de ticaretle uğraşanların (tacir, çoğulu tüccar) Bu nedenle bilgisayarın gelişiminde de önemli yere sahiptir. Bilgisayarlar ilk olarak hesaplama işlemi üzerine geliştirilmişlerdir.

•Bizim ilk hesap makinemiz ellerimizdi. Zamanla aynı dili konuşmayan Tüccarlar ve diğerleri arasında el-sayı dili gelişti. Günümüzde de genç öğrenciler sayarken parmaklarını kullanırlar. Sayısal rakamlar on parmağımızı aşınca yeni yöntemler araştırılmaya başlandı.Kemikler üzerine çentikler atılmaya başlandı; hatta daha sonra 5'erli gruplar halinde kemiklerin üzerine çentikler atılmaya başlandı.Ama bu işlem pek raabet görmedi. Daha sonra; çakıl taşlarıyla sayıların belli gruplara ayrılmasına "Çakıl Taşı Yöntemi" dendi. Ama bu yöntemle işin çoğunu insan yapıyordu. Bu sıralarda taşınabilir bir çakıl taşı aleti yapma düşüncesi ortaya çıktı. Bundan Abaküs geliştirildi. Çin, Eski Yunan ve Roma'da değişik tür abaküsler kullanıldı. Günümüzde de Asya'nın birçok yöresinde Abaküs kullanılmaktadır. Çalışma mantığı olarak düşündüğümüzde ilk bilgisayar olarak nitelendirilebilecek olan araç Abaküstür.
Abaküs; çağdaş hesap makinelerinin ve bilgisayarların atası sayılan hesap aygıtıdır. Abaküs'te amaç; toplama, çıkarma, çarpma ve bölme yapmaktır. Babilliler'in buluşu olan abaküs, yüzyıllar boyunca ticarette büyük önem taşımıştır. Abaküsün temeli Girit ve Miken'e dayanır (Abaküs, 2003) [1]. İlk yazılı rakamlar 5000 yıl önce Mısırlılar ve Sümerlerde görülüyor. En eski ve yaygın hesap makinesi elin kullanımı ise Mısır'dan Eski Yunan'a, Avrupa, İslam Ülkeleri, Çin, Hindistan ve Amerika'ya kadar bir çok yerde görülebilir. Çince ismi suan phan olan Çinlilerin kullandığı Abaküs, toplama çıkarma işlemlerinin yanı sıra çarpma bölme ve kök alma gibi diğer işlemlerin de yapılmasına olanak sağlar (Sayma Tahtası, 2003) [2].
Abaküsün geliştirilerek kullanımı M.S. 1000’e kadar devam etmiştir.
Abaküsün geliştirilmesi ve hesaplama işlemlerinde daha sıklıkla kullanılmaya başlamasının ardından matematiği oldukça yakından ilgilendiren ve gelecek yıllarda bilgisayar mantığını oluşturacak olan “0” sayısı bulunarak kullanılmaya başlandı. “0”ın Araplar tarafından keşfedilmesi (Al-Hazermi) ondalık sayı sistemlerinin ve ileri matematiğin de gelişmesinde en önemli paya sahiptir. Bugün, bütün Batı dünyasında sıfırı anlatmak için kullanılan "zero" kelimesi Arapça "sıfır" kelimesinden geliyor. Bu kelime Batı dillerinin kökenini oluşturan Latince'ye önce bir rüzgar adı olan" zephyrum" ,daha sonra "zefiro" ve son olarak "zero" adıyla yerleşti.


•15.yy’dan itibaren dünyanın ticari, kültürel, politik ve askeri merkezi Avrupa’ya kaymaya başlamıştır. Bilimsel çalışmalar Avrupa’da odaklanmaya ve yayılmaya başlamıştır. Avrupalı bilim adamları çeşitli alanlardaki bilimsel çalışmalar için, giderek artan bir yoğunlukta aritmetiksel işlemler ile ilgileniyorlardır. 17.yy’ın ilk yarısında (1600) İskoç Matematikçi John Napier hesaplama işlemlerini çok kısa sürede yapabilen ve her biri 20 cm uzunluğunda 10 çubuktan oluşan, “Napier’s Rods or Bones – Napier’in Çubukları veya Kemikleri” ismini verdiği aracı geliştirdi.
Napier’in geliştirmiş olduğu bu araç çarpma işlemlerinin çok daha hızlı ve basit bir biçimde gerçekleştirilmesini sağlıyordu. Özellikle birden çok basamaklı sayılarla yapılan çarpma işlemlerinde oldukça yararlı bir araçtı. Örneğin 63 ile 6 sayısının çarpımını verelim. Öncelikle 6 ve 3 rakamlarının üzerinde bulunduğu çubuklar yan yana konuyor. Çarpılacak olan rakamın (6) çubuğu ile aynı hizada olan rakamlar çapraz olarak toplanıyor ve sonuç bulunuyor.
•63 x 6 = 378 dir.
•63 x 65 = 4095 dir.

•1617’de John Napier(soldaki resim), bölmenin çıkarma işlemi mantığı ile, çarpmanın ise toplama işlemi mantığı ile yapıldığını kanıtlamıştır.

•1621 yılında William Oughtred(sağdaki resim), logaritmik hesaplamalarda kullanılmak üzere Slide Rule (Sürgülü cetvel)’u geliştirmiştir. Bu araç da John Napier’in geliştirdiği araç gibi çarpma ve bölme işlemlerini kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiştir. Sürgülü cetvel(aşağıdaki resim), önceleri çok karmaşık ve zor kullanımlı bir araç olarak kabul edilmesine rağmen daha sonraları tüm matematik işlemlerinde yoğun olarak kullanılan bir araç haline gelmiştir.
Oughtred, matematikte kullanılan birçok sembolün de öncüsü olmuştur. Çarpma işlemi için “x”, bölme işlemi için “:” sayısal karşılaştırmalarda“<, >” gibi sembolleri geliştirmiştir (William, 2003) [3].

•1624 yılında Wilhelm Schickard(sağdaki resim)ilk kez dört işlemi bir arada yapabilen hesap makinesini Almanya’daki Heidelberg Üniversitesinde geliştirdi. Schickard geliştirmiş olduğu araç ile astronomi, matematik, alan ölçümleri, yüz ölçümü hesaplama ve haritacılık işlemlerinde kullanmıştır. Geliştirmiş olduğu cihaz oldukça karmaşık ve herkesin kolaylıkla kullanamayacağı bir çalışma sistemine sahipti.

•1642 yılında Fransız bilim adamı Blaise Pascal, kendisinden daha önce geliştirilmiş olan hesaplama makinelerini de inceleyerek Arithmetic Machine - Pascaline(sağdaki resim) adıyla tanınan bir hesap makinesi geliştirmiştir. Blaise Pascal, bir vergi dairesinde çalışmaktaydı. Yapmış olduğu iş, tekrarlı işlemlerin çabuk ve güvenilir bir biçimde yapılmasını gerektiriyordu. Pascal işini daha kolay ve hızlı yapmak amacıyla bir hesaplama makinesi geliştirdi (Taşçı ve Mutlu, 1991: 21) [4] . Toplanacak sayılar telefon ahizesindeki gibi çevrilerek belirleniyordu. Bu işlem araç içerisindeki dişlileri harekete geçiriyor ve sonuçlar bir pencereden izleniyordu. Ayrıca, Pascal üçgenini(soldaki resim) de yaratan bilim adamıdır.

KAYNAKÇA

[1]”Abaküs(SayıBoncuğu)”, http://olasilikuzayi.sitemynet.com/ist_dosyalar/abakus.HTM [01.07.2003].

[2] Sayma Tahtası Abaküs.http://www.google.com.tr/search?q=cache:8dWVEZ-UZTsJ:www.turkiyeonline.com/teknoloji/uzay_ve_populer_bilim/abakus/index.php+%22abak%C3%BCs%22&hl=tr&ie=UTF-8 [03.07.2003].

[3] “William Ougthred.” http://www.thocp.net/biographies/oughtred_william.htm [12.07.2002].

[4] Taşçı, Cemalettin ve M. Emin Mutlu. 1991. Bilgisayar Tarihi. İstanbul: Ağaç Yayıncılık.

Bilgisayarın Tarihi 2. (1642 - 1854)

•17.yy’da Avrupalı bilim adamları matematik ve diğer hesaplama işlemleri ile ilgili çalışmalarını hızlandırmışlardır. Bu tür işlemlerle çağdaşlarından (diğer kıta ve coğrafi bölgelerden) daha yoğun olarak yaşamaya başlayan Avrupalılardır. Avrupa, dünyanın diğer bölgeleriyle karşılaştırılmayacak kadar organize bir toplum yapısına sahipti. Gelişen ticaret, hayat standartlarında önemli bir gelişmeye yol açmıştı. Toplumun organizasyon biçiminden de güç alarak, bilim hızla yaygınlaşıyor ve önem kazanıyordu. Avrupa’nın organize oluşunun en önemli göstergelerinden biri, farklı devletlerin uyrukları olan bilim adamlarının, birbirlerinin çalışmalarından kısa gecikmelerle haberdar olabilmeleriydi. Gerçekten de bilgi işlem teknolojisinde Avrupalı bilim adamlarının ve icatçıların oynadığı rol, birbirini izleyen ve birbirine eklemlenen çalışmalar şeklinde görülmektedir.

•1671 yılında Gottfried von Leibniz(sağdaki resim), zaman alıcı ve rutin aritmetiksel işlemleri kendisinin yerine yapacak bir makine tasarlamıştır. Leibniz’in geliştirmiş olduğu araç, tekrarlı toplama işlemlerini yaparak, iki sayının çarpımını bulabiliyordu. Bunun dışında çıkarma, bölme ve karekök alma işlemlerini de gerçekleştirebiliyordu. Bu aracın adı Step Reckoner’dı(soldaki resim) ve hiçbir zaman yaygın bir kullanımı olmamıştır. Leibniz, bilgisayarın temel çalışma prensibi olan ikili sistemin de öncülerindendir.
•Bu sisteme göre, derecelendirilmiş bir tekerleğin, çeşitli pozisyonları, farklı basamaklara karşılık geliyordu. Tekerleğin gerektiği kadar döndürülmesi ile, sonuçlar elde ediliyordu.
Leibniz’in geliştirmiş olduğu hesaplama aracı (Step Reckoner) daha önce de belirttiğimiz gibi hiçbir zaman yaygın bir kullanım alanı bulamamıştır. Bunun üzerine Leibniz 1673’te çalışmalarına devam ederek geliştirmiş olduğu aracı tekrar gözden geçirerek hemen hemen aynı özellik ve yeteneklere sahip “Leibniz Wheel”(soldaki resim) olarak adlandırılan aracını geliştirmiştir.


•1678’de Pierre Grillet, John Napier’in ve Blaise Pascal’ın makinelerinden esinlenerek bir hesap makinesi geliştirmiştir. Bu makine Napier’in çubukları ve Pascal’ın makinesinin mekanizmalarını bir arada kullanarak toplama, çıkarma işlemlerini gerçekleştiriyordu. Bu araç diğer iki araca göre çok daha küçük ve hafifti bu özelliği aracın ilk taşınabilir hesap makinesi(sağdaki resim) olmasını sağlamıştır.

•1673’ten 1800’lerin başına kadar hesaplama işlemleri için geliştirilen araçlarda çok da fazla bir değişiklik yaşanmamıştır. Kullanılan malzeme, çalışma mantığı ve makinelerden yapılması istenenler genellikle aynıdır. Bu dönemde en çok göze batan nokta. Geliştirilen bu araçların daha önceki dönemlere göre daha yaygın olarak kullanılmak istenmesidir. Kullanım alanının genişlemesi, bu araçların ticari olarak üretilmesini de beraberinde getirmiştir.

•Şu ana kadar gösterilen araçların tümü tamamen donanım unsurlarından yani mekanik olarak ve elle çalışan parçalar bütünü biçimindedir. 19. yy’ın başlarından itibaren hesaplama makineleri ve diğer mekanik araçların kendi kendilerine ya da daha az insan emeği ile çalıştırılması düşüncesi yaygınlaşmaya başlamıştır.

•1780 yılında Benjamin Franklin elektriği bularak elektronik alanında çok önemli bir gelişime neden olmuştur.

•1805’te Fransız bir tekstil sanayicisi olan Joseph – Marie Jacquard(sağdaki resim) ilk kez bir makineyi kendi kendine çalışabilecek konuma getirmiştir. Bu işlemi delikli kartlar (Punched cards/soldaki resim)) kullanarak gerçekleştirmiştir. Bu kartlar ikili sisteme göre hazırlanmış, üzerlerinde belirli aralıklarla delikler olan ve her delik ve delikler arası boşluğa göre sayı değerleri alan en eski bilgisayar programlama araçlarıdır.

Jacquard kendi dokuma tezgahlarında(soldaki resim) bir desenden birden fazla ve hızlı olarak dokumak için kartlar üzerine desen ve renkleri ikili sistem (0,1) mantığı içerisinde tanımlayarak dokuma tezgahlarını programlama yoluna girmiştir. Jacquard, dokuma tezgahını denetleyen ve delikli kartlar esasına göre çalışan bir mekanizma kurmuştur. Her karttaki delik kalıbı kullanılacak ipliğin rengini belirliyordu. Çalışanların konumu da kartlara göre belirleniyor böylelikle de makinanın çalışması kontrol ediliyordu.

•1820 de Charles Xavier Thomas(sağdaki resim), Leibniz’in makinesini geliştirmiştir(aşağıdaki resim). Thomas’ın bilgisayarın gelişimine olan etkisi, ilk kez bir hesaplama makinesinin ticari olarak üretilip satılması yönünde olmuştur.


•1822’de Charles Babbage(soldaki resim) İngiltere’de karmaşık matematiksel tabloların formüle edilmesini sağlayan “Difference Engine – Fark Makinesi”(sağdaki resim) adlı bir makine geliştirmiştir. Özellikle astronomların, muhasebecilerin ve diğer kamu görevlilerinin çok sık kullanmak zorunda kaldıkları çeşitli matematiksel tablolar ve bu tablolardaki değerler üzerinde yapılan işlemler oldukça yorucuydu çok zaman alıyordu ve hata yapma olasılığı çok fazlaydı (Taşçı ve Mutlu, 1991: 22) [1].
•Bu gereksinimler üzerine Babbage, 1833 yılında her hangi bir matematiksel işlemi, kullanıcının verdiği her hangi bir sırayla yapabilecek bir makine tasarladı. Bu makineye “Analytical Engine – Analitik Makine”(soldaki resim) adı verildi. Analitik Makine,
buhar enerjisiyle çalışacak, dişlilerden, sayaçlardan ve bağlayıcılardan meydana gelecek, delikli kartlar yardımıyla denetlenecekti. Analitik Makine, temel olarak iki bölümden meydana gelecekti; kullanılacak sayıların ve ara sonuçların depolanacağı bir bellek – memory ve işlemleri gerçekleştiren bir işlemci – processor. Ancak mali olumsuzluklar ve tasarındaki bazı aksaklıklar bu aracın geliştirilmesini engelledi. Analitik Makine diğer geliştirilecek olan araçlar için önemli bir hareket noktası oluştur. Özellikle bellek ve işlemci kavramları bundan sonraki gelişmelerde oldukça önemli bir yer tutacaktır.

•Babbage’nin tasarlamış olduğu Analitik Makine ilk genel amaçlı bilgisayardır.

•1830 yılında, Augusta Ada King(sağdaki resim) adlı bir bayan, bilgisayar tarihinin ilk programını hazırlayarak bir aracın çalışması için uygulamıştır. King Babbage’nin tasarladığı fakat geliştiremediği Analitik Makine’nin çalışması için gereken programı hazırlamış, ancak oda bu makinenin geliştirilmemesi nedeniyle kullanılamamıştır. King, in hazırlamış olduğu yazılım, daha sonraki yıllarda bilgisayarların yazılım bölümü için önemli bir başlangıç olacaktır. Bu tarihten itibaren bilgisayarlar sadece donanım ile değil yazılım ile de çalışır hale getirilecektir. 1979 yılında bu bayanın adı bir bilgisayar programına verilmiştir. (ADA Programlama Dili)

•1854 yılında İrlandalı bilim adamı George Boole, Boolean Mantığı olarak bilinen ikili Mantık sistemini geliştirmiştir. Boolean Mantığı, VE (^), VEYA (v) ve DEĞİL ( = )önermelerinden meydana gelmektedir.





Bilgisayarın Tarihi 3. (1854 - 1946)

•1855’te George Scheutz ve Edvard Scheutz Babbage’ın çalışmalarını temel alarak ilk kez basit mekanik bilgisayarı tasarlamışlardır.

•1857’de Charles Wheatstone(sağdaki resim), hesaplama makinelerinde veri depolamak amacıyla ilk kez kağıt şerit(soldaki resim) uygulamasını gerçekleştirmiştir. Geliştirmiş olduğu bu uygulama daha sonraları bilgisayarlarda delikli kart ve ikili sistem kullanımının yaygınlaşmasına olanak tanımıştır.

•1874’te Christopher Latham Sholes(sağdaki resim) bilgisayarın temel parçalarından olan klavyeyi geliştirmiştir. Bu klavye Sholes’un adıyla “Sholes Keyboard”(soldaki resim) bilinmektedir. Ancak günümüzde bu klavye daha çok “Q” veya “QWERTY” klavye olarak tanınmaktadır. Şu anda hemen hemen tüm PC lerde kullanılan (IBM PC’ler hariç)ve Türkçe’ye en uygun klavye Q klavyedir.

Aşağıdaki daktilo Scholes klavyesine göre yapılmıştır.


•1876’da Alexander Graham Bell(sağdaki resim) dünya iletişim tarihini kökünden değiştiren ve büyük toplumsal gelişmelere ön ayak olan telefonu(soldaki resim) buldu. Telefonun kullanım mantığı, 1991 de Internet’in bulunarak yaygınlaşmasını da beraberinde getirmiştir. Telefonun icadının önemi günümüzde çok daha iyi anlaşılmaktadır.


•1884’te Hermann Hollerith(sağdaki resim) delikli kartlar yardımıyla çalışan ve matematiksel tabloları hesaplayabilen makinesine üretim izni aldı.
•1890’da yine Hermann Hollerith Amerikan Nüfus dairesinin de desteği ile, delikli kartlar ve elektrik enerjisi ile çalışan “Tabulating Machine” i geliştirdi. Hollerith’in geliştirmiş olduğu makine hesaplamaların daha hızlı ve güvenilir bir biçimde yapılmasını sağlıyordu. Tabulating Machine(soldaki resim) 1890’daki Amerikan nufüs sayımında kullanılarak denenmiş ve üretilmesine karar verilmiştir. Bu makine daha önceleri 8-9 yıl süren nüfus sayımı işlemlerini 2-3 yıla indirmiştir. Hollerith 1896 yılında Tabulating Machine Co. Adlı şirketi kurarak ilk kez hesaplama ve bilgisayar kuruluşunun oluşmasını sağlamıştır. Tabulating Machine Co. daha sonra, (1924) şu anda dünyanın en büyük bilgisayar donanım ve yazılım üreticisi olan International Business Machines(IBM) adını alacaktır.

Hollerith’in kurmuş olduğu şirketle beraber, hesaplama ve benzeri işlemler amacıyla üretilen araçların üretimi ticari olarak gelişmeye başladı. Üretilen araçlar genellikle devlet kurumlarında (Askeri kurumlar, Mali işlemlerle ilgili kurumlar vb.) kullanılmaya başladı. Böylelikle bu araçlardan seri üretime geçiş eğilimi ortaya çıkmıştır.

•1911 yılında Hermann Hollerith’in kurmuş olduğu Tabulating Machines Co., Computing Scale Company ve International Time Recording şirketleri birleşerek Computing– Tabulating – Recording Company adını almış daha geniş bir çalışma alanı kurmuştur.

•1924 yılında Computing– Tabulating – Recording Company ismini International Business Machines Co. (IBM) olarak değiştirmiştir.

•1925’te Vannevar Bush(soldaki resim), ilk kez geniş kapsamlı analog hesaplama makinesi olan “Differential Analyzer”ı geliştirmiştir. Differential Analyzer(sağdaki resim) 5 ana bölümden meydana gelmekteydi.

1. Girdi birimi,2. Çıktı birimi, 3. Veri iletiminin ve hesaplamaların yapılmasını sağlayan şaftlar ve çarklar, 4. Makineyi çalıştıran ana burgu ve 5. Elektrik motoru.


•1927 yılında yine Vannevar Bush, 1925’te geliştirmiş olduğu Differential Analyzer’ı geliştirerek yeni bir model olan “Product Intergraph”ı tasarladı.

•1927’de ilk kez Londra ile New York arasında görüntü iletişimi sağlandı bu da televizyonun ve görüntü aktarımının başlangıcı oldu.

•1931 yılında Alman bilimadamı Konrad Zuse(sağdaki resim) elektrik enerjisi ile çalışan ilk hesaplama araçlarından biri olan Z1’i tasarladı. Zuse’nin geliştirmiş olduğu bu araç, programlanabilen ilk bilgisayar olarak ele alınmaktadır. Z1 bilgisayara klavye ile girilen verileri okuyarak ne yapması gerektiğini belleğinde tutabilme yeteneğine sahipti. Daha sonra John von Neumann bu özelliği geliştirmiş ve yaygınlaştırmıştır. Zuse daha sonra Z2, Z3 ve Z4 adlı bilgisayarları da geliştirmiştir. (Z, Zuse KG)


Zuse’nin geliştirmiş olduğu aracın bir belleği ve bir tür aritmetik işlemcisi vardı. Z1(soldaki resim) genel amaçlı bir bilgisayar olarak tasarlanmıştı ve her türlü aritmetiksel hesabı yapabiliyordu. Veri girişi için bir klavye kullanılıyor, sonuçlar ikili sisteme göre elektrikli ampuller ile okunuyordu. Zuse’nin geliştirdiği ikinci bilgisayar olan Z2 de ise klavye yerine veri girişi için delikli kartlar kullanılmıştır.

•Zuse II.Dünya Savaşı sürerken Nazi yönetimine şifre kırmak için bir bilgisayar geliştirme projesi sundu. Ancak savaşın uzun süreli olmayacağını planlayana Alman yönetimi bu dönem için uzun süreli bir plandan kaçındı. Zuse kendi şirketini kurarak uçak fabrikalarında kullanılmak üzere Z3 ve Z4 bilgisayarlarını tasarladı. Savaş sırsında Zuse’nin geliştirdiği bilgisayarların büyük çoğunluğu yok oldu. Savaş sonunda Zuse’nin Z4 bilgisayarı Müttefikler tarafından ele geçirildi. Daha sonra Zuse’nin ZUSE KG şirketi SIEMENS tarafından satın alındı.

•Z1'i meydana getiren bileşenler(aşagıdaki resim)
Z3(aşağıdaki resim), 1939 – 1961 yılları arasında geliştirilerek üretilmiş ve II. Dünya Savaşı sırasında kullanılmıştır.



•1936’da August Dvorak, 1874’te Christopher Latham Sholes’in geliştirmiş olduğu “Q” klavyenin yerine Dvorak (Keyboard/sağdaki resim) klavyeyi geliştirmiştir. Bu klavye, çok kullanılan sesli harfleri birbirine yakın hale getirerek yazma işlemini “Q” klavyeye göre çok hızlı bir hale getirmiştir. Özellikle IBM ve Apple Macintosh marka bilgisayarlar bu klavyeyi kullanmaktadırlar. Daha sonraları Microsoft’a uygun hale getirilmiştir.

•1937’de çalışmalarına başlayan ABD’li bilimadamları George Stibitz ve S.B. Williams 1940’da ilk dijital elektronik bilgisayarı geliştirmiştir. Stibitz’in geliştirmiş olduğu bu araç “Complex Number Calculator”(soldaki resim) olarak bilinmektedir. Bu araç ikili sisteme göre çalışmaktaydı.


George Stibitz’in geliştirmiş olduğu Complex Number Calculator adlı araç, telefon hattına bağlı bir yazıcı (teleprinter), bir bilgisayar ve bir telefon hattını aynı anda kullanan ilk bilgisayar sistemidir. Bu araç aynı zamanda ilk internet uygulaması olarak da kabul edilebilir.


•1940’da Bell Laboratuarları’nda uzaktan işlem yapma denemeleri gerçekleştirilmeye başlandı ve bunun için terminaller oluşturuldu.

•1941’de Alan M. Turing ve M.H.A. Neuman, Colossus(sağdaki resim) adlı bilgisayarı tasarladılar. Bu bilgisayar, II.Dünya Savaşı’nda Almanlar’ın Enigma Kodlarının çözülmesi işleminde kullanılmış ve savaşta önemli rol oynamıştır.

•1941’de Konrad Zuse “Z3” adlı bilgisayarı tasarladı.

•1942’de Howard H. Aiken(soldaki resim) ilk digital bilgisayar olan HARVARD MARK-I’i geliştirdi. 1944’te Mark-I (IBM ASCC-Automatic Sequence Controlled Calculator)


Mark-I(aşağıdaki resim) için Charles Babbage’nin çalışması temel alınmıştır. Ancak buhar gücü yerine elektrik, mekanik aktarıcılar yerine ise elektro-mekanik düzenekler kullanılmıştır. Mark-I genellikle ilk bilgisayar olarak kabul edilir. Oysa ilk Amerikan bilgisayarı Zuse’nin bilgisayarından çok daha başarısız olmuştur. Mark-1 ile Z serisi bilgisayarlar arasında önemli bir farklılık hükümetleri tarafından desteklenip destelenmemeleridir. Zuse, bilgisayarlarını kendi kaynakları ile gerçekleştirmiş; Aiken ise, hükümet ve ordudan büyük destekler görmüştür.


•1944’te Grace Murray Hopper, Mark-1’in çalışmasını sağlayacak yazılımı hazırlamış ve bu işlemde adını duyurmaya başlamıştır.


•1945’te John von Neumann EDVAC adlı bilgisayarda delikli kartlar ile yüklü program işlemini gerçekleştirmiştir.


•1943’te yapımına başlanan ENIAC(soldaki resim) adlı bilgisayar 1946 yılında tamamlandı. ENIAC (Electronic Numerical Integrator and Computer) mali kaynakları Pentagon tarafından karşılanan bir deneme çalışması olarak başlamıştır. ENIAC, 30 ton ağırlığında, yaklaşık 18.000 vakum tüpü(sağdaki resim), 1500 röle, 70.000 direnç ve 10.000 kondansatörden meydana gelen ve 10 x 15 m yani 150 metrekarelik bir alanı kaplayan dev bir makine idi. ENIAC’ın çalışması için 700 KW’lık güce gereksinim vardı. Bu makine on haneli 5000 sayıyı bir saniye içinde toplayabiliyordu. Mekanik hesap makinelerinden 1000 kat daha hızlıydı ve o güne kadar elde edilen en büyük işlem hızının (Mark-1) yaklaşık 20 katına sahipti. Tümüyle elektronik olarak çalışan ilk bilgisayar, ENIAC’tır.

Bilgisayarın Tarihi 4. (1946 - 2000)

•ENIAC’ın üretilmesiyle, bilgisayar üretiminde de gözle görülür bir gelişme meydana gelmiştir. 1949 yılında John von Neumann, ENIAC projesinde gözlemci olarak çalışmış ve panel-fiş sisteminin bilgisayarın çalışması konusundaki yetersizliği belirtmiştir. ENIAC’ta iş yapmak için bellekte saklanan veriler üzerinde yapılacak olan işlemler operatörler tarafından sırayla makineye bildiriliyordu. Bu bildirim, makinenin panelindeki çeşitli hücrelere sokulan fişler yardımıyla, devrelerin uygun bir biçimde kapanması esasına dayanıyordu.

•Bunun üzerine kendisinin geliştirmiş olduğu “bellekte saklı program” fikrini ortaya atmıştır. Bu ilkeye dayalı olarak üretilen ilk bilgisayar tasarımı EDVAC’(Electronic Discrete Variable Automatic Calculator/soldaki resim) tır. Ancak bu tasarım 1952 yılına kadar başarıya ulaşamamıştır.


•1950’li yılların başlarına gelindiğinde seri halde bilgisayar üretimi çalışmaları hız kazandı. ENIAC’ı tasarlayan Eckert ve Mauchly (Eckert and Mauchly Computer Corporation) ticari olarak bilgisayar üretmek için şirket kurdular. Bunu IBM izledi. Piyasa için bilgisayar üretmek için organize olan bu iki firma işe lambalı bilgisayarlar ile başladı.



•ENIAC’tan sonra benzer ilkelerle yapılan ilk bilgisayar UNIVAC-1 (Univesal
Automatic Computer) olmuştur. ENIAC’ın tasarımcıları tarafından yapılan UNIVAC-1(sağdaki resim), 1951’de tamamlandı ve ABD Sayım Bürosuna satıldı. 1952 ve 1953’te üç, 1954 ve 1955’te yedi, 1956’da onbeş ve 1958’de de bir adet üretildi ve satıldı. Buradan da anlaşılacağı gibi UNIVAC-1 ticari olarak üretilen ilk bilgisayardır. Ayrıca 1954’te General Electric’e satılan Univac, iş dünyasına giren ilk bilgisayar olmuştur.


•1951 yılında ilk gerçek zamanlı bilgisayar olan Whirlwind(aşağıdaki resim) geliştirildi.


•Ticari bilgisayarların gelişmesiyle birlikte bilgisayar da yeni sektör olmaya başlamıştır. Sektörde çalışacak insan gücü yetiştirilmeye başlanmış ve bilgisayarlarla ilgili el ve kılavuz kitaplar da basılmaya başlamıştır. 1952’de Fred Gruenberger ilk bilgisayar ile ilgili bir el kitabı yazmıştır.

•Yine 1952’de IBM ilk elektronik yüklü programlı bilgisayarı olan IBM 701(soldaki resim)’i üretmeye başlamıştır.

•1954 yılında John Backus tarafından FORTRAN (FORmula TRANslation) programlama dili geliştirilmiştir.

•1954’te bilgisayar üretiminde vakum tüpleri yerine silikon entegre devreler kullanılmaya başladı.

•1959 COBOL (COmmon Business Oriented Language) geliştirildi.

•1960’da ilk kez taşınabilir disketler (5.1/4 inch) kullanılmaya başladı.

•1964’te BASIC (Beginners All-Purpose Symbolic Instruction Language) geliştirildi.


•1969’da PASCAL programlama dili geliştirildi.

•1969’da Honeywell şirketi ilk kez ev ve ofislerde kullanılabilecek olan H316(sağdaki resim) adlı bilgisayarı üretti.
NAME H316 - Kitchen computer
MANUFACTURER Honeywell
TYPE Home Computer
ORIGIN U.S.A.
BUILT IN LANGUAGE Recipes were programmed into it, but language/software is unknown
KEYBOARD Small array of buttons and switches
CPU Unknown
SPEED 2.5 MHz
RAM 4 KB magnetic core, expandable to 16 KB
ROM Unknown
TEXT MODES Unknown, probably some kind of text display
SIZE / WEIGHT 150 pounds
POWER SUPPLY 475W at 125vAC
PRICE $10,600


•1969’da IBM dünyanın ilk kişisel bilgisayarını geliştirme çalışmalarını başlattı. Bu bilgisayar SCAMP olarak adlandırıldı.

•1970’de birçok bilgisayar firması kendi sistemlerini piyasaya sürdü. Bunun yanı sıra farklı yazılım ve donanım üreticileri kendi geliştirmiş oldukları RAM, yazıcı ve mikro işlemcileri piyasaya sürmüşlerdir.


•1971’de Intel, ilk mikro işlemci olan Intel 4004’ ü(soldaki resim) geliştirdi.

•1971’de John Blankenbaker ilk kişisel bilgisayar (PC) olan Kenbak I(sağdaki resim) geliştirdi.

•1971’de bir mikroçip üzerinde 15.000 transistör bulunan ilk mikro işlemci Texas Instruments tarafından geliştirildi.

•1972’de "C" programlama dili geliştirildi.

•1972’de UCLA Üniversitesi’nde ilk kez bilgisayarlar arası iletişim gerçekleştirildi.

•1973’te Xerox firmasından Bob Metcalf ilk kez Ethernet sistemini geliştirdi.

•1974’te Intel, o tarihe kadar en çok kullanılan kişisel bilgisayar olan Intel 8080’i(soldaki resim) geliştirdi.

•1975’te Bill Gates Microsoft’u kurdu.

İlk bilgisayar mağazası California Santa Monica’da açıldı.

•1977’de Apple bilgisayar kuruldu. (Apple Macintosh)

•1978’de ABD’de bilgisayar kullanımı 500.000 adede çıktı.

•1979’da matematiksel işlemler için kullanılacak yazılım olan VisiCalc geliştirildi.

•1979’da PC’ler tarafından en çok kullanılan kelime işlem programı Wordstar piyasaya sürüldü.

•1980’de Microsoft, UNIX işletim sisteminin lisansını alarak kendi XENIX işletim sistemini piyasaya sürmüştür.

•1980’de ABD’de kullanılan bilgisayar sayısı 1.000.000 yükseldi.


•1981’de Commodore firması, 1 milyondan fazla satış yapan VIC-20(sağdaki resim) ev ve ofis bilgisayarını üretti.


•1981’de Adam Osborne ilk taşınabilir bilgisayarı(Osborne 1 /soldaki resim) geliştirdi. 1981 yılında piyasaya sürdüğü 11 kilo ağırlığındaki ilk taşınabilir bilgisayarla önemli bir ticari başarı elde eden Osborne’un adını taşıyan şirketi, aşırı ve disiplinsiz şekilde büyümesinin ardından 2 yıl sonra iflas etmişti. Osborne’un 1982’de ayda 10 binden fazla satan portatif dikiş makinesi büyüklüğündeki bilgisayarı o dönemde büyük beğeniyle karşılanmıştı.

•1986’da ABD’de bilgisayar kullanımı 30.000.000 ulaştı.

•1987’de Texas Instruments ilk Artificial Intelligence (Yapay Zeka) mikroçipini(sağdaki resim) üretti.


•1989’da dünyada kullanılan bilgisayar sayısı 100.000.000’u aştı.

•1989’da Poqet firması MS-DOS ile çalışan ilk cep bilgisayarını(soldaki resim)tanıttı.

•1989’da bir bilgisayarın taşıması gereken tüm özellikleri barındıran ve pillerle çalışan notebook türü bilgisayarlar piyasaya sürüldü.

•1991’de ilk internet uygulaması gerçekleştirildi.

•1991’de 486SX(sağdaki resim) bilgisayarları Intel
tarafından piyasaya sürüldü.

•1991’de Bell Laboratories on-line bilgi hizmetleri vermeye başladı.

•1992-3 PDA (Personel Digital Assistant/soldaki resim) türü bilgisayarlar üretilmeye başladı.

•1993’te Intel Pentium adlı işlemcileri üretmeye başladı. İlki 586 Mhz. olarak belirlendi.